İnsafsız uçan Türk akademisyenler ve insafsız uçan Türk üniversiteleri
Yıllardır yılda bir kaç kez bilimci ve üniversite ve bunlara paralel ülke sıralamaları ortaya seriliyor: düpedüz kandırmaca!
Bir listeye giremeyen öbür listeye giriyor. Yeni kurulmuş apartman üniversitesi, dünyada ilk 500'de... süper! Sanırsın ki biz Batı’dan değil, Batı bizden 350 yıl geride..! Sanırsın ki bilimi ve teknolojiyi Batı değil, biz keşfettik ve icat ettik.
Müşterisi bol olmalı ki listeler giderek kalabalıklaşıyor, “Dünyada ilk bir kaç yüzbin bilimci listesi”: bunlar en çok makalesi olan ve en çok atıf alanlarmış.
Listeler haftada 2 makale yayınlayan Speedy Gonzales uçan Türk bilimcilerle dolu: matematikçi, fizikçi, tıpçı, ne ararsan var, 2.000 makaleyi geçenler var, 10.000 atıfı geçenler var. Bunlara oluk oluk paralar, ödüller, teşvikler de akıtılıyor; her yerde (üniversite, bürokrasi, özel sektör) çok hızlı yükseliyorlar.
Bunların bazılarını ne gören var ne bilen, kimsenin “gel seni bir görelim, tanışalım, çalışmalarını dinleyelim, ufkumuzu aç” dememesini de fırsat bilerek kimseyi uyandırmadan karanlık sularda avlanıyorlar. Aşağıdakiler haricindeki özellikle matematikçi ve fizikçi örnek isimlerden başka bir yazıda bahsedelim. Haftada 2 aşk mektubu yazmaya kalksan yazamazsın.
Kim bunlar, nasıl beceriyorlar?
Profesyonel yerli ve yabancı makale ve atıf şebekeleri ve parayla makale ve tez yazanlar ve yazdıranlar ve parayla her makaleyi basan “yağmacı dergiler” ve “yağmacı konferanslar”... ve yetmedi: “sahte dergiler” ve “sahte konferanslar”.
Meydan sahipsiz. Bilimcilerimiz ve üniversitelerimiz bu alanlarda dünyada ilk 3'te (Nijerya ve Hindistan ile), o kadar iddialılar yani. Yılda “çoğu işe yaramaz” 60.000 makale ile Türkiye, ülkeler arasında 20.lik civarında.
Yabancı üniversite öğrencisi pazarında ülke sıralamasına bakarlarmış, Nijerya'nın pastadaki payından kapmaya çalışırmışız. O sayede 350.000 yabancı öğrenci bizi seçmiş ve bizi onurlandırmış, biz de onlar burada okusunlar diye neredeyse üstüne para verirmişiz.
Her Türk üniversite mezunu doğar
200.000 civarında akademisyenimiz var. Değil fazladan 350.000 yabancı öğrenciyi, 350.000 Türk öğrenciyi okutmaya yetmez. 8 milyondan fazla üniversite öğrencisini okutmaya yetmediği kesin!
Ülkede her 10 kişiden 1'i üniversite öğrencisi. Milyonlarca üniversite mezununun 10'da 1'i için iş var mı? Yok!
Bunlar acayip anormal. Çok tuhaf şeyler oluyor, ama ne? Bunlardan organize birileri haksız çok kazanıyor, kesin! Ülke çok kaybediyor, kesin!
Bizle aynı nüfusa sahip bilim öncüsü ve bizden çok zengin Almanya'da 2
milyon üniversite öğrencisi var, o kadarıyla zor başa çıkıyorlar.
Türk tipi makale rekortmeni araştırma tipi üniversiteler intihal doktora tezlerinde de rekortmenler
Ülkede yıllardır en çok matematik fışkıran 2 bölüm Ege Üniversitesi Matematik, Çankaya Üniversitesi Matematik ve en çok kuantum fiziği fışkıran 2 bölüm Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fizik ve Bilgisayar Mühendisliği için ilgili ve yetkili ve doğrudan muhatap herkese buradan bir çağrı yapalım:
Türk Matematik Derneği (TMD), Türk Fizik Derneği, Bilim Akademisi Derneği, Elektrik Mühendisleri Odası ve Bilgisayar Mühendisleri Odası da aracı olsun.
Şimdiye dek diğer Türk matematikçilerin ve fizikçilerin karşılaşmadığı, ya kendi sularında ya da bilmediğimiz uluslararası sularda yüzen, bu bölümlerdeki hocalar, dünyaya fışkırttıkları matematik ve fiziği, bizden esirgemesinler, bize de anlatsınlar. Bizi bölümlerine davet etsinler ya da Şirince'de Matematik Köyü'nde toplanalım, artık kendileriyle tanışalım, basını da davet edelim, anlattıklarını kayda alalım ve internete de koyalım, herkes faydalansın.
Matematikçilerden kaçan “liselilerin özel ders fenomeni” Türk tipi matematik makale rekortmeni : 1. matematik doktora tezi % 100 intihal, 2. matematik doktora tezi “salla salla vur duvara”:
Ayrıcalıklı "Araştırma Üniversitesi" Ege Üniversitesi'nin nadide hocalarının yetiştirdiği ve 2 doktora tezi yazdırıp 2 kez doktora diploması verdiği nadide matematikçi Ahmet Yıldırım ile Türk matematikçiler de tanışsın artık. Tekrar ders almasına ve yeterlik sınavına girmesine gerek görmemişler. Dünya tarihinde tek örnek !
En başta "görüntü işleme" (bilgisayar mühendisliği ve elektronik mühendisliği) konusundaki 2. doktora tezini anlatsın, tez danışmanı İsmet Karaca ile birlikte, derslerini hiç almadan "görüntü işleme"yi, bilgisayar mühendisliğini ve elektronik mühendisliğini nereden nasıl ne zaman öğrendiğini anlatsın, herkes feyz alsın!
Derslerini hiç almadan makina mühendisliğini nereden nasıl ne zaman öğrendiğini de anlatsın... 2012-2016 arasında kapatılan Gediz Üniversitesi’nde makina mühendisliği doktora öğrencisi, dersleri geçmiş, yeterlik sınavını geçmiş, bir tek tezi eksik kalmış. 2016-2018 arasında aktarıldığı İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde makina mühendisliği doktora tez öğrencisi. “Tez yazamadı” diye atmaya kıyamamışlar, “Ege Üniversitesi'ne gönderelim, onlar bir matematik doktora diploması daha veriversin” demişler. 2. tezi konusunda tek bir makalesi yok!
Uçan yerli malları yetmez: günde 1 makale yayınlayan uçan Romanyalı ithal matematikçi
Sayesinde üniversite sıralamalarında ODTÜ'ye ve Boğaziçi Üniversitesi'ne nal toplatarak ilk sıralarda, hatta 2023’te de 1. çıktığı halde, Çankaya Üniversitesi'nin 2000'den beri gözlerden ırak tuttuğu ve yrd doç olarak çalışmayı tercih eden ithal Romanyalı matematiksel fizikçi Dumitru Baleanu ile de Türk matematikçiler de tanışsın artık:
Makale sayısı: 2.650 ; atıf : 85.000 (2020'den beri yılda 16.000 civarı), 2015'ten beri SCI sahibi şirketten dünya matematik atıf rekortmeni ödülü alıyor ; h-index : 126 ; ortalama atıf : 25-50 ; makale yazma hızı : günde 1 ile haftada 2 makale arası (2020'de 350 makale ; 2000'den beri yılda en az 80 makale); editör olduğu dergi sayısı : 22+ ; hakem olduğu dergi sayısı : 100+ ; 1999'dan beri Türk Fizik Derneği üyesi.
Günde 1 makale yazma tekniklerini (bu arada bir sürü lisans, yüksek lisans, doktora dersleri de veriyor, başka ülkelerde doktora tez öğrencileri var), yakıt olarak ne kullandığını (mesela, Temel Reis ıspanak yer, kendi gazını sala sala uçan Gazman, 1 kutu kuru fasulye konservesi yer) anlatsın, herkes feyz alsın:
Haftada 1 makale yayınlayan ve 10 intihal makale ile 32 yaşında Türk tipi elektronik mühendisliği profesörü yapılan ve intihalleri yakalanınca yayın yapmaya küsen rekortmen kadın
2008-2009′da sadece birkaç yıl önce 2004′te açılmış olan TOBB ETÜ, internet ana sayfasında makale ve atıf kriterine göre sıralamada Türkiye 1.si üniversite olduğunu duyuruyor, özellikle Elektrik-Elektronik Mühendisliği okumak isteyen derecelik öğrencileri kendilerini seçmeye çağırıyordu. TOBB ETÜ’yü 1. yapan, % 100 intihal doktora tezi 2012’de iptal edilmiş olmasına rağmen 2013’te Ege Üniversitesi’ni Hollanda Leiden University Rankings’te matematik dünya 2.si yapan Ahmet Yıldırım gibi haftada 1 SCI makale yayınlayan Elif Derya Übeyli idi ve makaleleri için üniversiteden çok yüksek para ödülleri alıyordu.
2010′da Elif Derya Übeyli ile 100 kadar makaledeki ortağı İnan Güler çalıntı makaleleri için TÜBİTAK’tan yayın ödüllerini isteyince 10 çalıntı makaleleri yakalandı. TÜBİTAK, bunlara 5 yıl destek vermeme cezası verdi. Gazi Üniversitesi, yayın ortağı İnan Güler’e meslekten men cezası verdi, YÖK örtbas etti. TOBB ETÜ, Elif Derya Übeyli’ye sadece kınama cezası verdi. Ne olduysa, 2 ay sonra sözleşmesini uzatmayarak işten attı. Onunla birlikte, onun 10 çalıntı makalesini ortaya çıkaran, biri bölüm başkanı 2 akademisyeni de sözleşmelerini uzatmayarak işten attı. Elif Derya Übeyli, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi’nde 32 yaşında ülke tarihinin en genç profesörü yapıldı, terfi ettirildi, dekan yapıldı. Rektörlük seçimlerinde YÖK’ün rektörlük için cumhurbaşkanına önerdiği 3 isimden biriydi. TÜBİTAK’tan ceza aldıktan sonra bir daha neredeyse hiç makale yayınlamadı. TOBB ETÜ, bir daha üniversite sıralamalarında üst sıralara çıkamadı.
Matematik bölümsüz üniversitenin matematik makale rekortmeni
Matematik bölümü olmayan Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nden matematik fışkırtan matematikçi Serkan Aracı, Gaziantep Üniversitesi'nde lisans 3. sınıf öğrencisi iken 2009'da 3 makale fışkırtarak başlamış, 4. sınıfta 14 makale daha!
Hepsi, hocası Mehmet Açıkgöz ile. Aynı yerde yüksek lisans sırasında 3 yılda (2011-2013) 37 (2013'te 23) makale daha.
Aynı yerde doktora sırasında 5 yılda (2014-2018) 92 (yılda 19, ayda 1.5) makale daha.
2011-2018 arası 8 yılda 102 tanesi (yılda 13, ayda 1), tezlerinin hocası Mehmet Açıkgöz ile.
Sonraki 5 yılda (2019-2023) 204 (yılda 40, 9 günde 1) makale daha.
2009-2023 arası 14 yılda 160 tanesi (yılda 11, ayda 1), Mehmet Açıkgöz ile..
Serkan Aracı'nın makaleleri "daldan dala atlar yar" gibi her konuda; yarısı "dolap beygiri gibi aynı yerde dön dolaş". 2 tezinde bahsedilen Genocchi sayıları (65, 27'si tezlerden sonra), Euler polinomları (49, 17'si tezlerden sonra), Bernoulli polinomları (30, 13'ü tezlerden sonra), ve Bernstein polinomları (33, 5'i tezlerden sonra) konusunda. Serkan Aracı, 2014'ten beri her yıl Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nden makale rekortmeni ödülü alıyor. Bunca makale ile ne olduysa, 4 yıl gecikme ile 2022'de doçent olmuş. 15+ derginin editörü, 41+ derginin hakemi.
Serkan Aracı ve Mehmet Açıkgöz ile de Türk matematikçiler artık tanışmalı, 2 tezden 177 makale nasıl ürettiklerini, yakıt olarak ne kullandıklarını anlatsınlar, herkes feyz alsın !
Türk tipi kuantum bilgisayar doktora imalathanesi
Nature dergisi 2007'de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fizik bölümündeki süper becerikli 6 fizikçiyi dünyaya tanıtmış. Onlardan biri İhsan Yılmaz, aslında astronomici, o vakte kadar evren modelleri ile ilgilenmiş, yakın zamanda beyninde bir ışık çakmış ve aydınlanmış olmalı ki birden kuantum fiziğiyle ilgilenmeye başlamış ve yıldırım hızıyla ülkenin bir numaralı kuantum bilgisayarcısı haline gelmiş.
Danışman olduğu bir sürü kuantum bilgisayar doktora tezi var, ona yaklaşabilen yok. Bölüm başkanı olduğu Bilgisayar Mühendisliğinde bir sürü lisans, yüksek lisans ve doktora kuantum bilgisayar dersleri açmış. Tüm doktora dersleri “kuantum bilgisayar”, ülkede tek örnek! Sanırsın ki dünyada bile örneği az bir kuantum bilgisayar merkezi. “kuramsalın ötesine geçtim, fiziksel olarak gerçekleştirdim” iddiaları da var.
İhsan Yılmaz'ın tüm diplomalarını aldığı Ege Üniversitesi Astronomi müfredatında kuantum fiziği dersi hiç yok, bilgisayar mühendisliği ve elektronik mühendisliği dersleri de yok! İhsan Yılmaz kuantum fiziğini, bilgisayar mühendisliğini ve elektronik mühendisliğini nereden nasıl ne zaman öğrendiğini anlatsın, herkes feyz alsın!
Yılmaz Akyıldız der ki “aslında bana sorarsanız kuantum öğrenmek pek o kadar da zor değil, iyi bir lineer cebir biliyorsan, felsefesi için Schrödinger denklemini de çözmen gerekmez. Yalnız fizik sezgisel bir bilimdir ve bu öyle kısa zamanda kendiliğinden kazanılamaz.!”
Namaz saatleri uzmanı Türk tipi Diyanet astronomu
Dışişleri bakanı Abdullah Gül’ün özel kalemi olan Diyanet İşleri’nde astronomici Kayserili Mustafa Helvacı. TÜBİTAK Bilimadamı Yetiştirme Gurubunun başı idi, kimlere hibe burs verileceğini belirliyordu.
Orhan Bursalı 4-5 kez haber yaptı. Diyanet’te çalışırken “namaz saatlerini düzgün hesaplayacak tez yazacağı” bahanesi ile Diyanet Vakfı hibe bursu ile ABD’de 4 yıl doktora yapmaya gitmişti. Güya tez danışmanıymış gibi Amerikalı bir hocadan Diyanet’e her yıl “doktora çalışmalarım çok iyi gidiyor, başarılı” diye yazılar göndermişti.
Aslında doktoraya hiç kaydolmamıştı. Dönüşte Diyanet’e doktora tezinin kopyasını teslim etmedi, doktora diplomasını göstermedi. Ankara Üniversitesi’nden sınıf arkadaşı astronomi hocasının Diyanet ile yazışmaları ile bunlar ortaya çıkınca, Diyanet doktora tezinin kopyasını istedi. “Doktora tezim uçakta kayboldu” dedi. Diyanet tezini istemekte ısrar edince, Diyanet’e güya ABD üniversitesinde onaylanmış Türkçe 2 tane astronomi doktora tezi verdi. Üstelik tezler tamamen intihaldi. Bunları ortaya çıkaran astronomici, bu tezlerin kopyasını da Diyanet’ten aldı. Bunlar ortaya çıkınca astronomi hocalarının çoğu, Mustafa Helvacı’yı dışladı. Bu arada Mustafa Helvacı, 2’ye 1 oy çokluğu (Ethem Derman dan itiraz) onaylanan tezi ile Ankara Üniversitesi’nden astronomi doktora diploması aldı.
Akdeniz Üniversitesi rektörü İsrafil Kurtcephe, Mustafa Helvacı’yı fizik bölümüne atadı, teknokent müdürü yaptı. “süper yeni astronomi hocamız, Antalya’dan Paris’s 0-g (yerçekimsiz) uzay mekiği uçuşları başlatacak” diye basında haber yaptırdı. İsrafil Kurtcephe, önce “rektör odasında kadınlarla seks karşılığı kadro verme pazarlığı yaparken” görüntüleri videoya kaydedildiği için üniversiteden atıldı, ardından FETÖ davalarında da hapse girdi. Bu arada Mustafa Helvacı kaçtı, İTÜ’de astronomi ve fizik ile alakası olmayan Bilişim Enstitüsüne geçti, bilgisayar konularına aşina mı, meçhul…
Akademik sahtekarlıkta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Türkiye farkı
“Bilimin öncüsü” Amerika’da üniversite 1.sınıf öğrencisi, dünyanın en iyi üniversitelerinden birinin rektörünün 5 uydurma makalesini üniversitenin gazetesinde yüzüne çarpar, rektör utanır ve istifa eder.
“Bilimin dibi” Türkiye’de dünya 87 uydurma veya intihal makaleyi yüzüne çarpar, 13 makaleyi yayından attırır yüzüne çarpar, 26 makaleye düzeltme yayınlattırır yüzüne çarpar, hepsine “yarabbi şükür !” der.
Rektör ödüllendirir “pirefosör” yapar, o 87 makale ile rekortmen bilimci ilan edilir, teşvik para ödülleri verilir, o 87 makale ile “saldım çayıra mevlam kayıra” taşra üniversitesi “dünyada bilmem kaçıncı süper üniversite” ilan edilir ve o taşra üniversitesinin yabancı öğrenci kontenjanı, Türk öğrenci kontenjanından fazladır…
Aralık 2022'de 18 yaşında bir (özel) Stanford University 1. sınıf öğrencisi Theo Baker, Stanford University Daily günlük gazetesinde (1892'den beri öğrencilerin yayınladığı bağımsız gazete), çok milyoner rektörün (Kanada kökenli fizikçi fizyolojici Marc Trevor Tessier-Lavigne) 5 makalesinde (2001, 2010, 2015, 2016, 2021) sonuçları (resimleri) değiştirdiğini (manipulation, falsification) anlatan bir yazı yazdı. Bunları ortaya çıkaran, bunlardan önce 4.000’den fazla hileli makaleyi ortaya döken ve yüzlercesini yayından attıran araştırma hileleri avcısı Hollandalı Elisabeth Bik. Temmuz 2023'te rektörün Ağustos'ta istifa edeceği açıklandı ve istifa etti.
Elisabeth Bik 2020'de Fatih Şen'in 87 makalesinde hile yaptığını ortaya döktü ve 13 makalesini yayından attırdı ve 26 makalesine “düzeltme” (erratum, corrected) yayınlattı. Yabancı bilimciler, YÖK'e ve Kütahya Dumlupınar Üniversitesi rektörüne Fatih Şen'in 87 makalesi hakkında yazılar göndermişler. Tabi, YÖK ve su ürünlerici rektör Kemal Uysal, odunla kovalamış bunları ve Fatih Şen'i 2021'de profesör yapmışlar.
Yabancı bilimciler işi inada bindirmiş ve Fatih Şen'in makalelerini yayından attırmaya başlamış. Dergicilere % 100 intihal makaleleri bile yayından attırmak çok zordur, atmamak için 30 takla atarlar. Makale başına 10.000 dolar'a kadar aldıkları müşterileri ürker, ayağı kesilir yoksa. Fatih Şen, 2014'te, Elisabeth Bik ve diğer bazı yabancı bilimcilerin radarına takılmış. Pubpeer'de makalelerine “hileli” demeye başlamışlar (https://pubpeer.com/search?q=fatih+sen" ). Hemen her makalesine “hileli” der olmuşlar, 1-3-5 derken 87 makalesine “hileli” demişler.
2020'de kendi internet sitelerinde Fatih Şen'i tanıtan yazılar yazmaya başlamışlar. O yazılardan bazı yerli sitelerde de bahsedilmiş. Sansürcüler Fatih Şen'in imdadına yetişmiş, sansürleyivermiş “Fatih Şen'in 87 makalesi hileli” diyen siteleri.
Bilim Akademisi Derneği, Fatih Şen'e 2015'te BAGEP diye bir ödül vermiş, 87 makalesinin hileli olduğu iddiaları üzerine 2020'de bu ödülü geri aldığını duyurmuş, verdiği ödül parasını geri istememiş.
Bilim Kahramanları Derneği, Fatih Şen'e 2017'de Genç Bilim İnsanı Ödülü vermiş, 87 makalesinin hileli olduğu iddiaları üzerine 2020'de bu ödülü geri aldığını duyurmuş, verdiği ödül parasını geri istememiş.
Aralık 2023’te ABD basınında Harvard University’nin Sezen Cumhur Önal’ın deyişiyle çikolata renkli kadın rektörü Claudine Gay’in 1997’deki doktora tezinin 47 sayfasının intihal olduğu ve ayrıca 17 makalesinin intihal olduğu iddia edildi. Temmuz 2023’te rektör olan Claudine Gay, 6 ay sonra 3 Ocak 2024’te rektörlükten istifa etti.
Türk toplumunda hatasını kabul etmek, utanmak, özür dilemek, istifa etmek gibi kavramlar yok. Akademik sahtekarlıklarda ve örtbasta sınır yok. Burada buzdağının su üstünde görünen kısmından örnekler gösterdik sadece. Buzdağı korkunç boyutta.
Türk Tipi Doçentlik
Her gün yerli ve yabancı ne idüğü belirsiz tiplerden e-postalar geliyor.
Bazıları merdiven altı naylon hayalet - World Academy of Science, Engineering and Technology (WASET); bazıları International Yayınevi - sadece bir internet sitesi, adresi taşrada bir kırtasiyeci veya çay ocağı veya bir taşra üniversitesi; teknokentte yeni kurulmuş dandik bir şirket, arkasında bir uluslararası veya yerli dolandırıcılık şebekesi; bazıları doğrudan genelde taşra veya apartman üniversitelerinden çakal hocalar. Çoğu adının orada olduğundan habersiz bilim kurulu, editör kurulu listeleri, bazıları sahte isim, sanırsın ki çakal değil, Nobel ödüllü; bazıları kalabalık mafya hocalar.
Mevlana'nın “gel, ne olursan ol gel, kim olursan ol gel” demesi gibi çağrılar: “yeter ki parayı bastır da gel”
Türklere ait doktora tezlerinden türeme makaleler bunlar: matematik dergisinde kuru fasulyenin faydaları makalesi: matematik sıfır; fizik konferansında karides pilaki yemek tarifi makalesi: fizik sıfır; “dünyadan aya asansör tasarladım” makalesi: mimarlık, fizik ve akıl mantık sıfır; “Mars'a giden yuvarlak UFO şekilli Türk uzay aracına nükleer yakıtlı motor tasarladım” makalesi: nükleer, fizik ve akıl mantık sıfır,
“doçentlik kriterlerine uygunuz, dergilerimize makale gönderin, şipşak yayınlayalım”. Ücretler birkaç bin TL'den başlıyor, 10.000 euro'ya kadar çıkıyor. Ballı kaymaklı iş. Paran varsa bugün gönder, yarın yayınlansın, öbür gün doçentsin, profesörsün.
“doçentlik kriterlerine uygunuz, Nirvana'ya erdiren Thai masajıyla meşhur Bangkok konferansımıza makale gönderin, Nirvana sizi doçent profesör yapsın” Ücretler birkaç bin TL'den başlıyor, 750 euro ya kadar çıkıyor: 3-5 bin dolar da uçak, otel, tatil ve Thai masajı masrafları.
“doçentlik kriterlerine uygunuz, tezinizi (doktora, sanat, tıp, uzmanlık, yüksek lisans), dandik karalamalarınızı gönderin, şipşak uluslararası kitap olarak yayınlayalım”. Ücretler 1.000 dolardan başlıyor, 50.000 dolara kadar çıkıyor.
“hiç yorulmayın, tezinizi (doktora, sanat, tıp, uzmanlık, yüksek lisans), makalenizi, kitabınızı sıfırdan biz yazalım. İntihal yakalatırsak paranız iade. Kredi kartına 12 taksit” (ücretler 2.000 dolardan başlıyor, 100.000 dolara kadar çıkıyor).
Yılda 5 matematik kitabı yayınlayan uçan matematikçi ve Gaziantep’te Türk tipi yüksek güvenlikli uluslararası akademik yayınevi
Doktorasını 2015'te bitirmiş, 2018'de Hakkari Üniversitesi’nde doçent olmuş, Kırklareli Üniversitesi'nden, 43 derginin editörü ve kendi 8 kitabının editörü, yılda 9 farklı matematik lisans dersi veren, 41 makale ve 17 kitap sahibi, TMD üyesi matematikçi Ferit Gürbüz'ün 17. kitabını online açık erişim taze yayınladığını matematikçilere müjdelemesiyle, Gaziantep'te Giem isimli bir Güvenlik Şirketi'ni adres gösteren ve " ‘Tanınmış Uluslararası Yayınevi’ yiz, her alanda doçentlik kriterlerine uygunuz, her alanda "akademik teşvik ödeneği"ne (% 25 ek maaş) uygunuz, her alanda kitaplarımız (20 tanesi yabancı dilde) (Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şiirleri, Halit Ziya Uşaklıgil'in romanı gibi) dünyada ilk 500'deki üniversitelerin kütüphanelerinde var, 23 editör hocamız var" diyen Özgür Yayın ve Dağıtım Ltd Şti'yi öğrenmiş olduk.
2022'den beri sahibi Gaziantep Üniversitesi’nden 2 işletme hocası, Mehmet Fatih Buğan ve doktora mezunu öğrencisi Emre Öztosun, 2022'de 30, 2023'te 240 uluslararası kitap yayınlamışlar, sanırsın ki Oxford University Yayınevi. 270 kitabın hepsi sitelerinden ücretsiz indirilebiliyor, yani satış falan yok, fiyat miyat da yok, basılı kopya yok, basılı kopya satan hiç yok. Yani, aslında "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" masalı düpedüz kandırmaca (!), burası sadece "kitap denen şeylerin" pdf'lerinin konduğu bir internet sitesi! Peki bu "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" nereden ne kazanıyor? Para veya bir şey kazanmasalar, bu işe niye girsinler? İşletmeciler zaten! Şirketi satın almışlar, para ödemişler bir de. Sitede fiyat tarifelerini yazmamışlar ama "kitap denen şeylerin" sahiplerinden eşek yüküyle para alıyorlar. YÖK, güya "para bastırarak yayınlanan makaleler ile doçent yapmayacağız, teşvik ödemeyeceğiz" dedi. Peki, bu ne? Bilerek veya bilmeden “ve kitaplar ile” demeyi unuttu herhalde: al sana açık kapı ! "Kitap denen şeylerin" sahipleri, bunlarla havadan teşvik (% 25 ek maaş) alacak, doçent olacak, 5 yıl sonra (2 yılda olan da var) profesör olacak.
Ancak kendini kandırırsın, kendin gibileri kandırırsın, ülkenden çarptıklarınla kübünü doldurursun, ülkeni batırırsın, düzgün iş yapan Batılı’yı kandıramazsın.
Böyle kandırmacalar, ülkeye ve topluma acayip zarar veriyor. Düzgün birşeyler yapabilecekleri de boğuyor, yaşatmıyor.
Ülkede uluslararası sularda yüzebilecek bir tek yayıncı yok, akademik yayıncı hiç yok. Yani, burada yazdığına, çizdiğine, “yaptım” dediğin akademik çalışmana güvenmezler, ilgi göstermezler.
Ülkede uluslararası düzgün sularda yüzebilecek bir tek akademik dergi yok. Yani, burada “yaptım” dediğin akademik çalışmana inanmazlar, güvenmezler.
En çok imkana sahip olan TÜBİTAK. Bakın akademik dergilerine! TÜBİTAK Matematik, Selman Akbulut ve Ercüment Ortaçgil'in sokulmadığı dergi.
Ülkede uluslararası düzgün sularda yüzebilecek bir tek akademik konferans yok, 30 yıldır dünyada matematiğe katkının tepesindeki yaşayan matematikçilerin hemen hepsinin geldiği, ülkede tecritteki Selman Akbulut'un düzenlediği Gökova Geometri - Topoloji Konferansları hariç.
Sahte akademik konferanslarda ve sahte dergilerde ise Cemal Ardıl, kızı Ebru Ardıl ve oğlu Bora Ardıl tezgahı WASET ile 100 milyon euroluk vurgun ile 20 yıldır dünyada 1 numarayız ! Nadide devlet ve özel üniversitelerimiz, ülkeye uğramayan bu ailenin 3 üyesine de yüksek lisans ve doktora diplomaları da satmış.
Türk tipi akademisyenler ve Türk tipi üniversite patlaması ve Türk tipi tez patlamas
Bu kaçak korsan işporta bilim tezgahlarının önünde uzun kuyruklar var, dolup taşıyorlar, sahipsiz meydanda talep patlaması yaşanıyor.
Kim bu korsan bilim pazarı müşterileri?
Çok aramanıza gerek yok, rasgele bir üniversitenin (özellikle taşra ve apartman üniversiteleri) rasgele bir bölümünün hoca listesinden rasgele birine bakın, işte karşınızda!
Yabancı dil bilmiyorlar. Yabancı dil sınavını nasıl aşıyorlar? Onun da kolayı var. İskambildeki gibi “joker” denen birisi, bazen bir doçent (haber olmuştu), onların yerine sınava giriyor, bunlar da büyük şebeke işi (ücretler 10.000 dolardan başlıyor, 100.000 dolara kadar çıkıyor).
Son 20-25 yılda ülkede üniversite patlaması yaşandı, sayı üçe katlandı, 150 üniversite açıldı. Köylerde tarlalara, dağlarda mağaralara, şehirlerde apartmanlara üniversite tabelaları, kasabalarda devlet hastanelerine “tıp fakültesi” veya “araştırma ve eğitim hastanesi” tabelaları asıldı. Hoca yok, bina yok, oturacak tabure yok. Lisans, yüksek lisans, uzmanlık diploması verilir.
Son 10-15 yılda bir ileri aşamaya geçildi. Artık en ücra köylerde bile doktora programları var. Seri imalat doktora diploması veriyorlar. 1 yılda 60 yüksek lisans ve doktora tezine danışman olan hocalar var. “Güler misin, ağlar mısın” tezler, bazıları fıkra gibi. Örnek tez mi merak ettiniz ? Tez arşivinde tezlere rasgele bakın; tabii ki görülmesinden utandıkları için gizledikleri ve “görmek yassah !” dedikleri birkaç yüzbin tezden biri değilse!
Bu doktora imalathanelerinin, fabrikalarının bir kaç hocasına göz atacak olursanız, neredeyse tipleri bile benzer. Ora veya benzer okul mezunu, hemşehri, bazıları akraba, aralarında kendilerine benzemeyen Türk pek yok, ama orta doğulu, afrikalı, asyalı yabancılar var, çoğu göçmen, belli ki onlarla da ortak yanları var. Tabii ki yerli veya yabancı, baktığınız hoca, gerçek hoca mı, doktora mezunu mu, doktora tezi var mı (tezinin olması gerektiği yerlerde yeller esen çok !), hatta üniversite mezunu mu, izini sürmek pek mümkün değil ve “eşelemek yassah !”, diplomaların sahte olduğunun ortaya çıkması da bir işe yaramıyor.
Üniversite ve tez İstatistikleri :
● Osmanlı döneminde açılan üniversite sayısı : 3
● Cumhuriyet döneminde 79 yılda (1923-2002) açılan : 76 (53 devlet, 23 özel)
● 2012’de üniversite sayısı : 168 (103 devlet, 65 özel)
● 10 yılda (2003-2012) açılan : 92 (53 devlet, 39 özel), artış % 120
● 2016’da KHK ile kapatılan : 15 özel
● 2020’de iflas ettiği gerekçesiyle KHK ile kapatılan : 1 özel
● Aralık 2023 itibariyle iflas etmiş halde fakat kapatılmamış olan : 2 özel
● 2021’de üniversite sayısı : 208 (128 devlet, 80 özel)
● 9 yılda (2013-2021) açılan : 56 (22 devlet, 34 özel)
● 16 kapatılan özel’i düştükten sonra 19 yılda (2003-2021) artış % 195
● YÖK Tez Arşivi’ndeki tez
sayıları:
1965–2009 2010–2023 % artış
doktora (1965- ): 48.125 97.610 205
(yurtdışı 1.033 3.190)
sansürlü 21.296 1.251
(sansürlü yurtdışı 44 231)
sanatta yeterlik (1988-): 799 1.721 215
(doktoraya denk)
sansürlü 349 14
tıpta & dişte uzmanlık (1970- ): 35.228 56.400 160
sansürlü 22.466 724
tıpta yan dal uzmanlık (1979-): 297 636 215
sansürlü 34 11
yüksek lisans: 187.750 399.100 215
(yurtdışı 758 4.433)
sansürlü 96.822 2.934
(yurtdışı 55 91)
sansürlü toplam (145.901) 140.967 4.934
Belli ki birileri bu işten çok acayip kazanırken özel üniversiteler, doktoralı hocaları asgari ücretle (500 dolardan az) “ölmüş eşek” niyetine çalıştırıyor. “Ölmüş eşek”ler de buna çoktan razı. Devlet üniversitesinin dünyanın iyi üniversitelerinden mezun olmuş, iyi üniversitelerinde doçent ve profesör olmuş bir fizikçiye, dışarıdan fizik doktora dersleri verirken ödediği ders saati ücreti 1-3 dolar.
Lise mezununun başkan olduğu Uluslararası Üniversiteler Konsey
Uluslararası Üniversiteler Konseyi Derneği var, uluslararası olabilmesi için Bakanlar Kurulu izni ile 4 Ağustos 2010’da kurulmuş.
Kurulduğu günden beri aynı kişi başkan, Orhan Hikmet Azizoğlu. Ne için verildiği söylenmeyen devlet övünç madalyası ve beratı sahibi, akademisyen değil ve hangi üniversite, fakülte, bölüm mezunu olduğunu da açıklamıyor. Fakat öz geçmişinde akademisyen yazıyor.
Bu konseye Akdeniz, Cumhuriyet, Fırat, Van Yüzüncü Yıl, Gebze Teknik gibi 40-50 yıllık devlet üniversiteleri ve İstanbul Kültür, KTO Karatay, Gedik gibi özeller dahil 14 Türk Üniversitesi, KKTC’den Doğu Akdeniz, Girne, Lefke Avrupa, Kıbrıs Uluslararası, ve Afganistan, Irak, İran, Yemen, Sudan, Somali, Kongo, Libya, Pakistan gibi Asya ve Afrika ülkelerinden 101 yabancı üniversite olmak üzere toplam 115 üyesi varmış.
Orhan Hikmet Azizoğlu’nun aynı binada şirketleri de (inşaat, prefabrik yapı,mimarlık, turizm, sağlık, dış ticaret, savunma, bilişim ve diğer) var. Orhaz Eğitim’in işi, dünyanın her yerinde üniversite, yüksek okul ve diğer eğitim kurumları kurmak ve yönetmekmiş.
Balık baştan kokar
Son 40 yıldaen çok bilinen etik ihlali, YÖK kurucu bşk çocuk doktoru İhsan Doğramacı’nınkitabı ile ilgilidir. Ekonomici Korkut Boratav’ın 1960’larda oğlunu büyütürken farketmesi ve arkadaşı Uğur Mumcu’nun 1981’de gazetede yazmasının ardından çok yazıldı, konuşuldu ancak sonucu pek açıklanmadı. Tıpçı Hasan Yazıcı ve diğer TÜBA etik kurulu üyeleri (felsefeci Arda Denkel, fizikçi İsmail Hakkı Duru), Doğramacı’nın “Anne’nin Kitabı” (1952) isimli 6 kezden fazla basılan kitabının Amerikalı çocuk doktoru Benjamin Spock’un “Baby and Child Care” (1946) isimli 177 kezden fazla basılan ve dünyaca meşhur kitabından aşırma (intihal) olduğuna karar verdiler ve önce “İhsan Doğramacı kınansın” dediler.
İhsan Doğramacı’nın damadı elektronikçi Abdullah Atalar’ın da üyesi olduğu TÜBA bu kararı uygulamayınca Hasan Yazıcı ve diğer üyeler etik kurulundan istifa etti, TÜBA’da bir daha etik kurulu oluşturulmadı!
Benjamin Spock’un eşi İhsan Doğramacı’nın özür dilemesini istedi. O zamana dek YÖK ve üniversitelerde etik kurulu yoktu! İhsan Doğramacı, “kitabı bilimsel olmadığı için intihal olmadığını” da söyleyerek 2000’de manevi tazminat davası açtı (20 milyon TL (= 35.000 dolar)). Yargıtay 4. Hukuk dairesi oy birliği ile aşırma (intihal) olduğuna karar verdi. Dosya, 10.05 2006 tarihinde Yargıtay genel kuruluna giderken o zamana kadar hiç ortada olmayan, bulunmayan bir kitap kapağı dosyaya girmiş. Kapak kayıtlarında kitap 1943 yılında İhsan Doğramacı tarafından yazılmış görülmekte. Yani, Benjamin Spock’tan 3 yıl önce, dolayısıyla Benjamin Spock aşırmış oluyor (Türk atasözü : Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır). Ancak bu son kitap (?) ne Bilkent Üniversitesi ne Hacettepe Üniversitesi kütüphanelerinde be Milli Kütüphanede, ne TBMM kütüphanesinde ne hiçbir yerde var. Hasan Yazıcı “ bu kitabın bir örneğini göstersinler özür dileyeceğim” dedi. Yargıtay genel kurulu Doğramacı lehine karar verdi. Hasan Yazıcı dosyayı AİHM’ne götürdü. AİHM, 2014’te Hasan Yazıcı’yı haklı buldu ve İhsan Doğramacı’ya verilen tazminatın yasal faizi ile geri ödenmesine hükmetti. Hasan Yazıcı, 16 yıl süren mücadelesinin kitabını yazdı (2020) : “BirAşırma (İntihal) : Doramacı-Yazıcı Davası Işığında Yargımız-Aydınlarımız”.
Rektörlere padişah yetkileri veren ve üniversiteleri boğan YÖK yasasını kendi adamlarına yazdıran, ilk YÖK başkanı İhsan Doğramacı’nın adı, sahibi olduğu Bilkent Üniversitesi’ne eklendi. Dünya tarihinde intihal konusunda böyle bir hikayeye sahip tek örnek.
Hasan Yazıcı, “intihal kavramı, Osmanlı’da biliniyor, İlk kez 1545’de Masluhiddin Mustafa tarafından kullanılmış. Tevarüd (içe doğuş), selh (derisini yüzmek), mesh (çok kötü kopya) ve igare (yağmalama), aşırma türleri olarak kullanılmış. Ayrıca iktibas (alıntı) ve ilmam (küçük alıntılar) kavramları da var” diyor.
Kılavuzu karga olan yavru vatanın “BAU sahte lisans diplomalı” ve “DAÜ yüksek lisans tezi kayıtlarda gözükmeyen” YÖDAK başkanı, aynı zamanda eski başbakan yrd, dış işleri eski bakanı, eski milletvekili, ve DAÜ eski rektör yrd
Kıbrıs, 1842 ve 1898’de Çin’in Hong Kong’u İngiltere’ye kiralamasına benzer şekilde 4 Haziran 1878’de Sultan Abdülhamit tarafından İngiltere’ye bir tür kiralandı. Fakat ne kira alınabildi ne yardım alınabildi ne bir daha Kıbrıs geri alınabildi. Yani, Kıbrıs, savaşmadan kaybedildi, bir tür hediye edildi. Çin, 1997’de kiralama süresi bitiminde Hong Kong’u geri aldı.
KKTC, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra kuruldu, 50 yıl olmak üzere, dünyada hiçbir ülke tanımadı. KKTC nüfusu 400.000 civarı. 21 üniversite ve 110.000 üniversite öğrencisi var. Her 4 kişiye karşılık 1 üniversite öğrencisi var. KKTC’nin geçim kaynağı, turizm, kumar, eğlence, üniversiteler, ve en önemlisi Türkiye’nin yardımları.
KKTC’de YÖK’e denk, 1 başkanı ve 6 üyesi olan Yükseköğretim Denetleme Planlama Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) var.
Haziran 2022’de YÖDAK üyesi Hasret Balcıoğlu’nun (KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden ekonomi doktoralı profesör) İstanbul Üniversitesi lisans diplomasının SAHTE olduğu, aslında 2 yıllık ön lisans diploması olduğu ve ABD Trinity School isimin SAHTE üniversiteden yüksek lisans diplomasının da SAHTE olduğu ve KKTC’de geçerli sayılmadığı ve sahte üniversite Trinity School’un kapatıldığı ortaya çıkıyor, gazetede yazıyor. YÖDAK, rapor yazıyor ve cumhurbaşkanına veriyor: “Hasret Balcıoğlu’nun diplomaları sahte, YÖDAK üyeliğinden alınmalıdır ve yargılanmalıdır”. Hasret Balcıoğlu, Eylül’de YÖDAK üyeliğinden istifa ediyor ve sahtecilikten bir süre hapse atılıyor.
Ekim’de YÖDAK başkanı Turgay Avcı’nın (Adana Çukurova Üniversitesi’nden yönetim ve organizasyon doktoralı profesör), Lübnan Beirut American University Electrical and Electronics Engineering (elektrik ve elektronik mühendisliği) lisans diplomasının (1985) SAHTE olduğu ve KKTC’de geçerli sayılmadığı ortaya çıkıyor, gazetede yazıyor. 14 Ekim 2022’de YÖDAK, 21 rektörün ve YÖDAK başkanı ve diğer üyelerinin de tüm diplomalarının asıllarını göstermesini istiyor. Bir tek YÖDAK başkanı Turgay Avcı, Beirut American University Electrical and Electronics Engineering lisans diplomasının aslını ve not dökümünü (transcript) gösteremiyor. Ayrıca Turgay Avcı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden (DAÜ) aldğını söylediği işletme yüksek lisans diploması için yazması gereken yüksek lisans tezi de DAÜ kayıtlarında ve kütüphanesinde gözükmüyor.
YÖDAK, Turgay Avcı’nın lisans diploması ve yüksek lisans tezi için 4 YÖDAK üyesinden oluşan heyet kuruyor. Turgay Avcı, heyete sadece diploma fotokopisi veriyor, not dökümü vermiyor. Heyet, diploma fotokopisinin isim kısmında tahrifat (kazıntı, silinti) ve kelime hataları (eksik, yanlış) belirliyor. Heyet, Turgay Avcı’nın lisans diploması belgelerini ve not dökümünü Beirut American University’den istiyor. BAU, cevap vermiyor. Heyet, Turgay Avcı’nın lisans diploması belgelerini ve not dökümünü, doçent ve prof yapılırken bu belgeleri vermiş olması gerektiği icin Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden istiyor. DAÜ, cevap vermiyor. YÖDAK bşk yrd Mehmet Hasgüler ve heyet, Lübnan’a Beirut American University’ye bizzat gidiyor ve yüzyüze görüşerek Turgay Avcı’nın lisans diplomasının belgelerini ve not dökümünü görmek istiyor. BAU, göstermiyor ! Heyet rapor yazıyor ve cumhurbaşkanına veriyor : “Turgay Avcı’nın lisans diploması sahtedir. Fotokopideki rektör ismi ve imzası, yetkisiz biri ve 1985’teki rektör değil. BAU’nin 1985 mezuniyet yıllığında Turgay Avcı’nın diploma bilgileri yok, Lübnan’da 500 dolar karşılığında Beirut American University ve diğer üniversitelere ait Electrical and Electronics Engineering lisans diplomaları satılmaktadır ve bunlara karşı açılmış davalar vardır. Turgay Avcı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden aldğını söylediği işletme yüksek lisans diploması için yazması gereken yüksek lisans tezi de üniversite kayıtlarında ve kütüphanesinde gözükmüyor. YÖDAK başkanlığından alınmalıdır ve yargılanmalıdır”.
Turgay Avcı, kendi hakkındaki raporun görüşüldüğü YÖDAK toplantısına katılmaması gerekirken katılıyor ve rapora şerh (itiraz) ekliyor. Heyette olmayan 1 YÖDAK üyesi toplantıya katılmıyor, Hasret Balcıoğlu’nun istifası ile boşalan YÖDAK üyeliği ise hala boşta. Heyet, savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.
Bir tek KKTC cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Turgay Avcı’nın lisans diplomasının aslını ve not dökümünü (transcript) gördüğünü söylüyor ve Turgay Avcı’yı koruyor. Turgay Avcı, hala YÖDAK bşk ve diploması SAHTE diyen YÖDAK’a dava açıyor, heyet üyelerini emrini dinlemeyerek SAHTE lisans diplomasını araştırmak için Lübnan’a gittikleri ve diplomasına SAHTE diyen rapor yazdıkları için savcılığa şikayet ediyor ve tazminat davası açıyor, ve diplomasının SAHTE olduğunu ortaya çıkaran gazetecilere de tazminat davası açıyor. Dünya tarihinde tek örnek !
Turgay Avcı, açtığı davalarda yeminli ifade vermeyi kabul etmiyor ve lisans diplomasının aslını ve not dökümünü mahkemede de göstermiyor.
Turgay Avcı, aynı zamanda eski başbakan yrd, dışişleri eski bakanı, eski milletvekili, ve DAÜ eski rektör yrd.
Kral çıplak ! Kral akademi çıplak ! Akademi kralları çıplak..!
Yıllardır hepimizin gözü önünde bunlar, ama söyleyen yok. Masaldaki çocuk gibi ben söyleyeyim : Kral çıplak ! Kral çırılçıplak ! Kral zombi, çoktan ölmüş, cenazesini gömen yok, tabutluk cenazeyi makyajlamışlar. “Sıralamalara bak, dünyanın en iyilerindeniz, bilim bizden sorulur” diye yutturuyorlar. Çıplak kralın göğsüne “best model zombi bilim” bandı asmalı.
Bilim ve matematik çölünde kurutulmaya kendi imkanları ile direnen 2 matematik vahası
Ülkede matematikçi kıtlığı varken, ülkenin yaşayan en iyilerinden 2 matematikçimiz var : Selman Akbulut ve Ercüment Ortaçgil. Ülkedeki ortamın saçmalığı yüzünden tecritteler, üniversitelere sokulmuyorlar, TÜBİTAK'a sokulmuyorlar, TÜBA'ya sokulmuyorlar, dergilere sokulmuyorlar, neredeyse Türk Matematik Derneği'ne (TMD) bile sokulmuyorlar, TMD'nin Matematik Dünyası dergisinde bile onlara yer yok, TMD'nin davetli konuşmacıları arasında bile onlara yer yok, kapılarını çalan, hal hatır soran, danışan yok, çalışmalarına açıp bakan yok.
Sıralamalarda onlara yer yok, Selman Akbulut, belki ortalara kaynar, Ercüment Ortaçgil, sonuncu! Aslında sıralamalardakilerin matematik makalelerinin çoğunun matematiğe zerre katkısı yok, değeri sıfır, sıfırların hepsini birlikte toplasan, yine sıfır; bir bakıyorsun, yüzlerce atıf almış: atıf şebekesi işi. Sıfır katkıyı, bu 2 matematikçimizin matematiğe katkıları ile kıyaslamak, onlara da hakaret, matematiğe de hakaret.
Ercüment Ortaçgil, tarihte kendi matematiksel kuramını (Ortaçgil kuramı : Lie Gruplarına ve Geometrik Yapılarına Alternatif Yaklaşım (An Alternative Approach to Lie Groups and Geometric Structures)) geliştiren ilk ve tek Türk matematikçi. Osmanlı bu kafa ile battıktan 100 yıl sonra hala içler acısı haldeyiz.
Buradan TMD'ye, Boğaziçi Üniversitesi'ne, ODTÜ'ye ve düzgün matematikçilerin ve matematik bölümlerinin olduğu diğer üniversitelere ve rektörü matematikçi olan Galatasaray Üniversitesi’ne de bir çağrı yapalım: bir avuç Türkün tarih boyunca güç bela üretebildiği bir gıdım matematikten korkmayın, kıymetini bilin, sahip çıkın, destekleyin: Selman Akbulut ve Ercüment Ortaçgil'i davet edin ve ürettikleri matematiği dinleyin ve öğrencilerinize dinletin.
*
(*) Dr Tansu KÜÇÜKÖNCÜ : ODTÜlü. 2001 başından beri “elverişli eko sisteme yerleşen bakteri kolonisi benzeri hızla çoğalan zehirli sarmaşık gibi ülkemiz üniversitelerini kuşatarak boğan, çürüten, kokan, ve çökerten” ve “danışmanından rektörüne ve YÖK’üne kadar, doktora diploması satmayı en doğal hakları olarak gören” “akademik sahtekarlık gelenekçileri”ne karşı insan hakları mücadelesi vermektedir.
*
NOT. Bu yazı, ODTÜlü ve Boğaziçi Üniversitesi’nden emekli fizikçi matematikçi Prof. Dr. Yılmaz AKYILDIZ (YA) ile birlikte aylarca uğraşarak yazılmıştır. Katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder